Yüce Doruk ile sözlü tarih görüşmesi

1947 senesi Eylül ayının 30. günü, Namazgâh Caddesi üç katlı eski bir Rum evinde doğmuşum. Anne tarafım Selanik/Vodina kökenli olup 1913 Balkan Harbi sonrası muhacirlerindendir. Eski bir İstanbullu aileye mensup olan babam Gıyasettin Doruk ise Bursa’ya memuriyet sebebiyle gelmiş ve Setbaşı Vergi Dairesi’nde tahakkuk şefi olarak görev yapan babam Çobanbey’deki evimizi 1950 yılında yaptırmış. O zamanlar buraları Topuz Çayırı (Tobuz Bayırı) olarak bilinir ve şehir dışı kabul edilirmiş. Namazgâh Deresi’ne belediyenin çöp döktüğünü, derede at, eşek kesildiğini hatırlarım. Çobanbey Caddesi’nde sağda Necati Kurtcan-Şakir Kaynar’ın Rekor Dokumacılık, solda Arpacıoğulları’nın Beylik Fabrikası vardı. Bu fabrikaların haricinde her yer tarla veya çalılık arazi idi. Mollaarap’a kadar pek çok yere arpa, mısır hatta tütün ekimi yıllarca devam etti; sonra ekim-dikim ve benzeri tarımsal faaliyetler sonra erdi ve uygun yerler bize oyun-top sahası oldu. Bizim evin olduğu yer de tarla iken imara açılınca babam talip oluyor, parselasyonunu gerçekleştirip geniş bir bahçe içinde, dört odalı villa tarzı bir ev yaptırıyor. Bizim evin karşısında çok büyük bir bahçe içinde Arpacıoğulları’nın Beylik Fabrikası ve sarnıç olarak kullanılan büyük bir de havuzları vardı. Fabrikanın diğer tarafında da müştemilat binaları ve harap yapılar yer alırdı; fabrika yapı itibarıyla kiliseyi andırdığından ve çan kulesine benzeyen bacası yüzünden halk tarafından “kiliseden bozma” diye söylenirdi. Fabrikanın sahiplerinden Osman Arpacıoğlu ile yaptığım görüşmede, büyüklerinden fabrikanın önceleri kilise olduğunu, Hıristiyan halkın kaçmasından sonra babası tarafından satın alınarak fabrikaya dönüştürüldüğünü söylemişti. Oysa henüz gayrimüslimlerin burada olduğu yıllarda çekilmiş fotoğraflarda (Sebah&Joa.-1894) baca üzerinde haç ve çan görülmüyor.
Çobanbey Caddesi, dar bir patika sokak halinde iken fabrikaların çoğalmasıyla önem kazanmaya başlamış; fabrikaların kömür artıkları (kül, cüruf vs.) dökülüp, ezilerek stabilize yol oluşmuş. Namazgâh Caddesi’ni Mollaarap’a bağlayan bu yol, 1945 yılında dinamit de kullanılarak genişletilmiş ve cadde haline getirilmiş. Parke taş kaplı bu cadde, paydos düdüğü ile fabrikalarda çalışanlar tarafından dolar, Yenimahalle, Mollaarap, Umurbey’in genç kızları kolkola girerek üçlü, dörtlü gruplar halinde dolaşırlardı. Bu sıralarda seyyar satıcılar da, simitçi, tatlıcı, çerezci (çekirdekçi) ve bilhassa çok ilgimizi çeken esansçılar hiç eksik olmazdı. Öğle yemeği, ya bakkaldan alınan ekmek eşliğinde, peynir, zeytin ve en çok da tahin helvası (enerjisi bol olduğundan) veya Arnavut Şahin’in Aşevi’nden kurufasulye, pilav, yanında bol acılı turşu ile karşılanırdı.

Gıyasettin Doruk evi, Çobanbey Caddesi Ihlamur Sokak köşesinde, 1950 yılında yaptırılmış, 1984 yılında yıkılarak yerine bu günkü Doruk Apartman

Mollaarap Camii minaresinden Topuz Bayırı ve arkada Arpacıoğulları Beylik Fabrikası, 1950’ler

Bu semtte Mollaarap’tan Setbaşı’na; Yenimahalle’den İpekçilik’e kadar hiç kahvehane yoktu. Çobanbey Caddesi ile Ihlamur Sokak’ın köşesindeki dört basamak merdiven, gençlere toplanma mekânı olarak tam çeyrek asır ev sahipliği yapmıştı.

Gıyasettin Doruk evinin girişindeki merdivenler gençlerin buluşma mekanıydı. 1960’lı yıllar

Haziran ayının ortalarında Koza Han’da koza borsası kurulur, çok hareketli ve bereketli günler başlar, on beş gün kadar sürerdi. Gerek Bursa, gerekse civar köylerden gelen kozalar mübayaa edilir, alınan kozalar büyük çuvallarla doldurulup atlara yüklenerek fabrikalara gönderilirdi. Peş peşe bağlanan beş altı attan oluşan konvoylar İpekçilik, Sakaldöken, Çobanbey caddelerinden geçerek fabrikalara giderken, çuvallardan birkaç koza dökülür, bunlar mahallenin çocukları tarafından kapışılırdı. Bu kozalar jiletle ince şeritler halinde kesilerek (tabii, parmaklar da kesilerek) çeşitli süslemeler yapılırdı. Bunlardan en çok ilgi çekenler de minik kuşlar olurdu.
Mahallenin 1950 yılında imara açılmasıyla, önce Ihlamur ve Aygören daha sonra Kuleliler ve Yayla sokakları oluştu. 1954-1957 yılları arasında göç dalgasıyla gelen Balkan göçmenleri, bahçeli tek katlı evler yapıp iyi komşuluk ilişkileri içerisinde huzurlu bir mahalle kurdular; önemli adli olaylar hiç yaşamadık.

 

Sibel Gök tarafından 08 Mayıs 2013 tarihinde görüşülmüştür.

ARAMA YAP