Hidayet Kılıç ile sözlü tarih görüşmesi

1949 doğumluyum. 1954 yılında Tuzpazarı’nın, Cumhuriyet Caddesi’ne taşması sonucu ihtiyaç duyularak düşünülen bir çarşı Nilüfer Köylü Pazarı 2’şer m2’lik 156 dükkan olarak hazırlanmış ve esnafa tahsis edilmiş. Şimdi de aynı şekilde, yalnız dükkanların yan dükkan ile birleştirip büyütülenler var sadece.

Aslında o yıla dek burası Nilüfer Yazlık Sineması idi.  Bir zamanlar Bursa ovasında, hani çok uzakta değil şimdiki Santral Garaj mevkiinde yetişen bostanlar (kavun, karpuzu)  getirilip burada satılırdı. Ova kalmayınca köylülerde buhar olup uçuverdi. Maalesef yeni nesilde bizim işimize itibar göstermedi. Dolayısıyla pazarcı çok az kaldı burada. Artık çeyizlik ürünler satılan bir yer oldu.

1958 yılında babamla geldim buraya. Ve o zamandan bu zamana 52 yıldır bu çarşıda, bir dükkanın ortalama 6 kere el değiştirdiğini gördüm.

Çok güzel bir yerdi burası, her şeyin en tazesinin satıldığı yerdi. Sanayileşmenin getirdiği sıkıntılar burayı bu duruma getirdi.

Şimdi ki esnaflıkla o zaman ki esnaflık arasında çok fark var. Genel anlamda, böyle davranmayanları tenzih ediyorum, müşteriyi para olarak görüyorlar. Hâlbuki esnaf müşterisini bir ağabey, bir büyük olarak görürdü. Komşu komşunun malına göz kulak olurdu. Şimdi sadece tek amaç para kazanmak. Mutlulukla söylüyorum, tabii ki ben böyle davranmıyorum. Tam üç kuşak, torunu, babası, ninesi benden alışveriş yapmış ve yapmaya devam eden müşterilerim var.

1985’lerden itibaren çarşının kimliği değişmeye başladı. Daha önce de belirttiğim gibi bunun sebeplerinden biri, yaşlanan esnafın yerini kendi ailesinden birine bırakamaması. Yeni nesil bu işi yapmak istemedi.

Şu an Bursa için çok özel bir yer oldu, tüm Türkiye’ye hitap ediyor burası. Binlerce kişi ekmek yiyor. Dantel örerek evlerine katkı sağlıyorlar.   Bu çok güzel ama gönlümden geçen yine sabah yedide açılıp, geç saatlere dek ışıldayan bir pazar yeri olarak görmek.

İlknur Çatak Şen tarafından 09.03.2010 tarihinde görüşülmüştür.

ARAMA YAP