Haluk Kargın ile sözlü tarih görüşmesi

1956, Karamazak doğumluyum. Dedem Halil, babam Yaşar, annem Emine Kargın’dır. Dedem eski BUSKİ’de çalışmış, çeşmeci olarak bilinirmiş. Babam ise 30 yıl Merinos’ta çalışmış ve oradan emekli olmuş. Dedem Bursalı, manav olarak tabir edilen Bursa’nın yerlisiydi. Rahmetli babaannem Selanik’ten 93 Harbi’nde gelmiş.
Evimiz Cennet Pastanesi’nin arka tarafında Dostlar Apartmanı’nın bulunduğu yerdeydi. Çok güzel bahçeli bir evdi. Bahçesinde her çeşit meyve vardı. Evimizin arkasındaki bahçe dereye kadar teraslı inerdi. Babam ile birlikte kuş bakardık. Daha sonra 1977 yılında evimizin olduğu arsa müteahhitte verildi ve Dostlar Apartmanı yapıldı. Kardeşim halen o apartmanda oturuyor. Sanırım bizim sokakta ilk bizim arsamıza bina yapıldı. Sonrada Kurşun Kaçar’ın yerine Egemenler Apartmanı yapıldı.

Yaşar Kargın’ın oğulları Halil ve Haluk’un sünnet cemiyeti, 1960

Zafer Öktem, Dişçi Fatih Öktem, Hacı Osman ve oğlu İsmet Çakan eski komşularımızdı. İsmet Çakan şimdiki İs-me’nin sahibidir. Az önce bahsettiğim Dostlar Apartmanı’nı Hacı Osman Beylerle birlikte yapmıştık. Onların ve bizim evlerimizin arsaları birleşti ve 1977-1978 senesinde Dostlar Apartmanı yapıldı. Ayrıca Çeşmeci İbrahim; Bursa Gençlerbirliği’nin başkanıydı ve sadece mahallede değil Bursa’da sözü geçen birisiydi. Biz öyle bilirdik. Onun kardeşi Burhan Taşkın, kumaşçı İhsan Artan, Ahmet Doğulu, bakkal Kanber Oturgan, Sefer Oturgan, Bakkal Şevket vardı. Bakkal Şevket’ten alışveriş ederken kullandığımız küçük bir defterimiz vardı. Bakkala giderken babaannem bana bu defteri verir, bakkaldan ne aldıysak Şevket Amca bu deftere yazar, ay sonunda da topluca ödeme yapardık. Manavımız Muzaffer Tezbulur’du.
Mahallemizdeki abilerin ya tezgâhları vardı, fabrikatörlerdi veyahut bu tezgâhlarda çalışan işçilerdi. Esnaf çok azdı. Şu anki Karamazak muhtarlığının oradan devam eden yolun üzerinde bir sürü fabrika vardı. Ertan Sayılgan’ın babaları ve Durmuşlar’a ait fabrikalar vardı. İncisigüzel’de Yusuf Güleçyıldız’ın fabrikaları vardı. Kurşun Kaçar’ın fabrikası da çok büyüktü. Kurşun Kaçar o yıllarda çok tanınan önemli bir isimdi. Kimse dışarıdan floş getiremezken o getirirdi. Çok aktif birisiydi.

Yaşar Kargın, Akif Şarlı ve İhsan Artan, 1960’lı yıllar

Mahallede genelde futbol oynardık. Şaban Oturgan, Zekeriya, İbrahim Kurt, Bulgar Mustafa, astsubayın oğlu Temel, Kenan, ağabeyim Halil ve kardeşim Halit Kargın ile hep beraber büyüdük ve sürekli futbol oynardık. Karamazak çıkışındaki çınarın olduğu yerde küçük bir meydan vardır. Genelde o meydanda futbol oynardık. Gerçi meydan demeye de bin şahit lazımdı. Küçücük ve hatta biraz da bayır bir yerdi. Alt tarafta köşede bir Lemsar Teyzemiz vardı. Topumuz onun evine kaçtığında keser atardı. Çünkü topu duvarına vururduk, o da rahatsız olurdu, top oynamamızı istemezdi. Bazen de Deli Bahçe dediğimiz yerde futbol oynardık. Yeşil, Emirsultan, Yıldırım ile aramızda mahalle maçları olurdu. Bazen onlar gelirdi, bazen de biz onların mahallesine misafir olarak giderdik. Yenmek veya yenilmek değildi, dostluktu önemli olan.. Futbol sahamız yoktu.

Fenerbahçeli Rıdvan Dilmen, Haluk Kargın ve Serkan Kargın, 1999-2000

Dediğim gibi Karamazak çıkışında Camiönü denilen taşlık olan yerde, sonradan da Deli Bahçe denilen yerde oynardık. Sahipleri deliydi, Deli Ali diye anılırdı. Zaman zaman top oynarken gelir bizi kovalardı.

Emir Buhari İlkokulu öğrencileri, 1963

Sinemaya gitmek çok önemli bir eğlenceydi. Genelde Rüya Sineması’na giderdik. Birde Hocataşkın’ın altında İncirli’ye gelmeden Sefa Sineması vardı ama orayı pek tercih etmezdik. Şimdiki İmam Hatip Lisesi’nin altındaki büyük boş arazideydi. İlk gazozumu bu sinemada sattım. Ağabeyim Halil Kargın’da o sinemada gazoz satarak ilk parasını kazanmıştı.

Yaşar Kargın ve İbrahim Taşkın Heykel’de, 1952

Hıdrellezde yukarıdaki yıkık minare olan bir yere giderdik. Muhtemelen Musababa olarak bilinen yerdi. Yukarılarda doğru düzgün bir ev yoktu. Işıklar Askeri Lisesi’nden sonrası hep ağaçtı. Kaplıkaya’ya kadar ağaçların arasından giderdik.

Rıfat Kargın sünnet cemiyetinde Yaşar Kargın ile Heykel’de, 1930’lu yıllar

İlkokulu Emirsultan İlkokulu’nda okudum. Benim okuduğum bina şu anda yok. Yerine evler yapıldı. Manolyaların arasında, çok güzel tarihi bir okuldu. Ortaokulu da Çelebi Mehmet’te okudum. Sonrasında futbolumu beğenerek beni koleje istediler. Ama babam istemedi. Zengin çocukların arasında ezilirsin dedi. Kendisi de Merinos’ta çalıştığı için yakın olması sebebiyle beni Atatürk Lisesi’ne verdi. O zamanki şartlarda ya Erkek Lisesi’ne, ya Ticaret, ya da Atatürk Lisesi’ne gidiliyordu. Okul biter bitmez 1974 yılında da Ankara’ya gittim ve Ankaragücü’nde 14 sene futbol oynadım. 1988 yılında da Bursa’ya döndüm.

Ankaragücü kaptanı Haluk Kargın ve Bursaspor kaptanı Sedat 3, 1984

Ankara’dayken yine mahallemizden Ayhan Sayın’ın kızı Oya Hanım ile evlendim. Bir kızım, bir oğlum oldu. Kayınpederim Ayhan Sayın, Karıncadere’nin etrafının düzenlenmesinde çok çalıştı. Derenin kenarında ki yolun açılabilmesi için çok uğraştı.

Haluk Kargın Ankaragücü’nde takım arkadaşlarıyla, 1982

Eskiden babalarımız o bölgenin çok tekin olmadığını anlatırlardı. Ben o dönemi yaşamadım, bilmiyorum. Kayınpederim 1987 yılında arazisini bir müteahhitte vermiş ve dere kenarında da o tarihten sonra apartmanlar yapılmaya başlandı.

Yaşar Kargın gezek arkadaşlarıyla, 1960’lı yıllar

Can Sokak’ta İhsan Amca vardı. Emlakçılık yapardı. Oğlu Yalım ut çalardı. Kendisiyle Kervansaray, Almira gibi yerlerde karşılaştım. Bir de Dündar adında bir oğlu vardı. Emlakçılık yaptıkları için çok tanınan kişilerdi.

Yaşar Kargın gezek arkadaşlarıyla Urfa Balıklıgöl’de, 1968

Babam haftada veya ayda bir gezeklere katılırdı. Hatırlıyorum bize geldiklerinde de babam bahçeye bir lamba koymuştu. Yarım veya bir saat aralarında sohbet ederler, sonra aralarından ileri gelenlerden biri “hadi arkadaşlar saz başlasın” der, saz çalmaya başlar, şarkılar söylerlerdi. İçlerinden bazıları oynardı. Pastalar, börekler ikram edilirdi. Gezeklerde toplanan paralarla Türkiye’yi dolaştılar. 40 kişilik bir araba tutar, sazlı sözlü gezerlerdi. 1965-1970 yılları arasında gezekler bitti.

Şaban Oturgan, Haluk Kargın, Zeki, Melih Hoca ve Hüseyin Oturgan, şu anki Cennet Pastanesi’nin bulunduğu yerde 1975

Mahallede komşuluk çok güzeldi. İbrahim Taşkın’ın anneleri babaannem Remziye Kargın’a her sabah kahveye gelirdi. Veyahut babaannem onlara giderdi. Yanan sobalardan mangala köz alırlar, kahveyi o közün üzerinde pişirirlerdi. O aileyle çok yakındık. İsmet Çakanların annesi Hayriye Teyze, İsmet Abi yazlık sinemada satsın diye çekirdek kavururdu. Şimdiki İs-me’nin sahibidir kendisi. Evlerine gittiğimizde bize de bir avuç çekirdek verirdi. Çok hoşumuza giderdi. Hayriye Teyze’de Dostlar Apartmanı’nda oturuyordu. Birkaç yıl evvel vefat etti.

Seçil ve Halil Kargı’nın nişanında Hüseyin Oturgan, Kenan Denktaş, Halit Kargın, Haluk Kargın, Hüsamettin Ferik ve Uğur Kırgöz, 1975

Yardımlaşma çok güzeldi. Kimin ne eksiği varsa mahalleli arasında toplar, eksik giderilirdi. Annem özellikle bu konularda çok faaldi. Komşuluk çok güzeldi. İnsanlar birbirleriyle iletişim içindeydi. Şimdi apartmanlarda oturan komşularla bile görüşülmüyor. Önceden her evde bir hane oturuyordu. Koskoca mahallede 15-20 haneydi. Şimdi bir apartmanda neredeyse o kadar hane var. Dolayısıyla mahalleye çok yabancı geldi. Ben eski samimiyetin sürmemesini buna bağlıyorum.

Sibel Gök tarafından 12 Mart 2015 tarihinde görüşülmüştür.

ARAMA YAP