Halil İbrahim Ulukardeşler ile sözlü tarih görüşmesi

1933 Bursa doğumluyum. 1948 yılında Tophane Sanat Enstitüsü Mobilya ve Ağaç İşleri Bölümü’nden mezun olduktan sonra 51 yılında Kayhan Çarşısı’nda mobilya kalfacısı olarak çalışma hayatına başladım. 1953-55 yılları arası vatani hizmetimi tamamladıktan sonra, o yıl Kayhan’da kendi işyerimi açtım ve 1960’a dek devam ettim. Daha sonra nalburluğa geçiş yaptım. Halen Kayhan Camii karşısında mobilya ve dekorasyon üzerine kendi işime devam ediyorum. Yani 55 yılı aşkın bir süredir bu çarşıdayım.

Kayhan Çarşı’nda mesleğe ilk başladığım yıllarda; kara dokuma tezgâhları, ağaç işleri, otobüs-karasör sanayi, doğrama, marangoz gibi birçok üretim yapan meslek yer alırdı. Çok hareketli bir yerdi ve bunun en önemli sebebi aynı zamanda hanlar bölgesi olmasıydı. Bölgemizde yer alan hanlara Bursa’nın doğu yakasında oturan köylüler gelir ve kalırlar, çarşımızdan da alışverişlerini yaparlardı. Şehrin batı yakasının köylüleri ise Reyhan civarındaki hanlarda konaklardı.

Osmanlı zamanından beri burası hal olarak da kullanılırdı. Eski Tekel önünde yer alan hale ürünlerini satmak için gelen köylülerin, çarşımızda oluşturduğu hareketlilik ergenlik ve gençlik dönemlerimden aklımda kalan bir tablodur.

O zamanlar yardımlaşma, komşuluk kelimelerle anlatılamayacak kadar güzeldi.  Hatırımda olan en önemli örneklerden biri, esnaf için bilirsiniz siftah parası çok önemlidir. Günün ne kadar bereketli geçeceğine işaret sayılır. İşte, o zamanlar sabah siftahı yapmış bir esnafa, yeniden bir müşteri gelirse bir şeyler almak için, satış yapılmaz, siftah yapmamış komşu dükkâna yönlendirilirdi. Şimdi böyle güzellikleri maalesef yaşatmayı başaramadık. Esnaf adabı, çarşı adabı vardı. Maalesef o günlere hasret kaldık.

Eski adetler deyince, Hıdrellezle ilgili de bir şeyler söylemek isterim. Hıdrellezde, çarşı içinde dükkânını en geç açan esnafın kapısının önü süslenir, çilingir sofrası kurulurdu.  10 -15 yıldır bu adette çarşımızda uygulanmıyor.

Çarşı bizim her şeyimizdi, sünnet cemiyetlerimizi dahi çarşı içinde yapardık. Çarşımızın birbirinden özel kişilikleri de vardı. Şıra ve muhallebi imalatçısı rahmetli “ Deli Hasan” lakaplı, çarşımızın unutulmazından da söz etmek isterim. Deli Hasan’ın büyük çanları vardı ve bu çanları çala çala Cumhuriyet Bayramı, Bursa’nın Kurtuluşu gibi resmi törenlere muhakkak iştirak ederdi.

Çarşımızın canlandırılması için, camimizin etrafında, bahçesinin içinde dahi bulunan işyerlerinin istimlâk edilerek, meydan oluşturulması yararlı olacaktır. Eski Tekel Binası’nın olduğu alan otoparka dönüştürülse ve turist otobüslerinin güzergâhına eklenirse yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Tüm bu isteklerimizin neticelenmesi için, derneğimizle birlik ve ahenk içinde çalışıyoruz. Hanlar Bölgesi Platformu ile de müşterek çalışmaya gayret ediyoruz.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımızdan,  çarşımızın önümüzdeki uzun yıllarda hizmet verebilmesi ve yaşayabilmesi için ricam, Kapalıçarşı’nın devamı olacak şekilde Kayhan Çarşısı’nın da üzerinin kapatılmasıdır.

İlknur Çatak Şen tarafından 18.01.2010 tarihinde görüşülmüştür.

ARAMA YAP