Bursa’da 1936 yılında doğmuşum. İlkokuldan sonra dedemin “Okumak mı istiyorsun, yoksa müesseseyi gıda üzerine geliştirerek yaşatmak mı?” sorusu üzerine, baba mesleğini seçtim. Bu seçimde, babamın ben 5 yaşında iken vefat etmesinin etkisi vardı tabii ki. Yani 1944 yılından itibaren bir fiil bu çarşıda çalışıyorum. 56 yıllık geçmişimle Kayhan’ın en eski esnaflarından biriyim.
Kayhan da hanlar, ahırlar vardı bizim gençliğimizde. Civardaki köylüler; Serme, Baraköy, Narlıdere, Kızıklar köylüleri gelir, yetiştirdikleri ürünleri Tekel’in oraya hale indirir, satarlardı. Köylülerin, şeftali, incir, kestane, tütün, kozak gibi mahsulüne karşılık mal verirdik. Ne çek, ne senet alırdık. Çünkü karşılıklı bir güven vardı. Bilirdik, mahsulünü satar ve öderlerdi.
Pideci fırınları, mobilyacılar, Bursa’nın İskender Kebabı da çarşımızdan çıkan bir markadır. Bir Bursa Markası olan Zelzeleler Güllaç’ın da bizim tarafımızdan oluşturulduğunu gururla ifade etmek isterim. 60 yıl önce başlayan Zelzeleler Güllaç, kendi markamız ve imalatımız olarak hala devam etmektedir. Markamızın isminin nereden geldiğini de paylaşmak isterim. Dedemin babası Bursa tarihinin en büyük depremlerinden olan 1855 yılındaki zelzelede çadırda dünyaya gelmiş. Bundan dolayı sülalenin lakabı olarak kullanılmış. Bizde ticaret hayatımıza bu ismi vererek, bir marka oluşturduk. Ben bu işletmenin 4. Kuşağıyım.
Zelzele Mehmet (büyük dedem), İsmail Kılınç (dedem), Abdülkadir Kılınç (babam), Doğu Kılınç (ben), Abdülkadir Kılınç (oğlum).
Çarşımızda eskiden imalathaneler de çoktu. Yağhane, susamdan helva yapan komşumuz vardı. Ama artık imalatı bıraktılar. Süpermarketlerin açılmasıyla, gerileme başladı. Çarşı civarındaki trafik güzergâhının da değişmesi, potansiyel müşterimizin kaybına yol açtı. Şu an, Ramazan ayı ve bayramların arifelerinde işlerimiz iyileşir sadece. Oysa eskiden; Ramazan gecelerinde çarşımızda iftar sofraları kurar, teravihe kadar hasırlarda oturulur, Ramazan geceleri bir başka yaşanırdı. Ama yılın her günü çarşımız hareketli idi. 70’lere dek köy minibüslerinin buraya gelmesi, şehrin kalbinin attığı yer yapmıştı Kayhan’ı. Daha sonra, Gazcılar, Uluyol ardından İstanbul yoluna ve sonunda alışveriş merkezlerine kaydı yoğunluk. Çarşının popülâsyonu da; 80’lerden sonra esnaflık anlayışının ve göçün etkisiyle değişti maalesef.
Bu arada, bakkaliyeliğin yanında, gazyağını bırakıp, ocağa geçişi yaygınlaştırmaya çalıştığımı, ilk tüp bayilerinden biri olduğumu da söylemek isterim. Taksit kolaylığı sağlayarak, müşterilerimizi bu kolaylığa alıştırmaya çalışmıştık. Şu an halen devam ettiğim mesleğimde, müşterilerimin ikinci, hatta üçüncü kuşaklarına hizmet vermekteyim.
İlknur Çatak Şen tarafından 20.01.2010 tarihinde görüşülmüştür.